Şikayetler Gazeli
Yaşadığımız hayattan alacağı varsa yaşanmayanın
ne anlamı kalır yalnızca yaşadığını hatırlamanın
Kimse taşınacak kadar uzak değilse birbirine
dur, yine senden yakınını bulamazsın kendine
Şiirden daha siyah bir şey olmalı kelimelerde
yoksa küfür kafiyeli söylenecek şehirde
Sesini gölgeden çek, kül gibi yoksul kalsın da
güneşin altında mırıldanacak şeyler bulunur hala
Bakmanın sonu yok gözlerin nereye yetişebilir
dünyada yalnızca körlerin gözleri temiz kalabilir
Yeni doğanın kulağına fısıldayacak neyimiz var
vakitsiz gidenin ardından dökecek neyimiz var
Hepimizin yerine balkondan düşeni hatırla
şiir bazen öyle de çarpabilir hayata
Ne gam gazel olmuş olmamış
HAYDAR ERGÜLEN
4 Temmuz 2009 Cumartesi
29 Mayıs 2009 Cuma
13 Mayıs 2009 Çarşamba
12 Mayıs 2009 Salı
ANNE
Bırak kalsın masada ekmek testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık, gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta, kırlangıç havada
Dama düşen ince yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile bir yerde yorulur
Bırak kalsın süpürge duvarda, sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.
Ahmet Erhan
Bırak kalsın masada ekmek testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık, gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta, kırlangıç havada
Dama düşen ince yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile bir yerde yorulur
Bırak kalsın süpürge duvarda, sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.
Ahmet Erhan
KANBAKRACI
kara kar gecesinde güneşin parladığı alık budun
şimdi yurdundur çöl, uzaklaşan anıların çekildiği
buradayım işte, vur ve parçala çocukluğumu!
ey gözleri kör eden yamuk coğrafya'nın bun'u
yakın zamanda hardal bombalarının açtığı nice körpe çukur
çakıla yüreğimin çatına çekile
beynimin gönderine nice kan bayrakları!
tikrit'ten newyork'a bütün bir yeryüzü gökyüzü
boydan boya utanç kesilir! ölülerin külleriyle zamanlar,
geçen zamanlar ünler
öldürmek daha çok öldürmek ne varsa öldürmek
düşsüz umutsuz bebeler boşalmak boşluğa
şiiri ve imgelemi boğmak boğmak ve boşalmak!
acıyı kanırtmak köklerinden,
tanrı'yı kandırıp üflemek kilise'yi
çelikten kasıyla buz kamu'nun
-kutup ayılarının işi mi? yok daha neler!
ben hiçbir şey bilmiyorum artık,
körlerin bile gözleri duyuyor hurmaların kederini
çölde parlıyor ay'la annelerin elinde kan bakraçları!
YUNUS KORAY
kara kar gecesinde güneşin parladığı alık budun
şimdi yurdundur çöl, uzaklaşan anıların çekildiği
buradayım işte, vur ve parçala çocukluğumu!
ey gözleri kör eden yamuk coğrafya'nın bun'u
yakın zamanda hardal bombalarının açtığı nice körpe çukur
çakıla yüreğimin çatına çekile
beynimin gönderine nice kan bayrakları!
tikrit'ten newyork'a bütün bir yeryüzü gökyüzü
boydan boya utanç kesilir! ölülerin külleriyle zamanlar,
geçen zamanlar ünler
öldürmek daha çok öldürmek ne varsa öldürmek
düşsüz umutsuz bebeler boşalmak boşluğa
şiiri ve imgelemi boğmak boğmak ve boşalmak!
acıyı kanırtmak köklerinden,
tanrı'yı kandırıp üflemek kilise'yi
çelikten kasıyla buz kamu'nun
-kutup ayılarının işi mi? yok daha neler!
ben hiçbir şey bilmiyorum artık,
körlerin bile gözleri duyuyor hurmaların kederini
çölde parlıyor ay'la annelerin elinde kan bakraçları!
YUNUS KORAY
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)